Bu adamı hatırlayanınız var mı?
Bana göre Trt'nin hatta Türk televizyon tarihinin en iyi dizilerinden biri olan 7 numaranın en sevdiğim karakteridir Yusuf Güdük.Köyde büyümüş,şehire gelmiş ve boyundan büyük bir sevdaya bulaşmıştır.İşte Yusuf'u sevmemin en önemli sebepleri de bunlardır.Konuşurken gözlerinin fıldır fıldır dönmesi,yüzünün hep güleç bir ifade de olması,hiçbir şey hakkında kötü düşünmemesi gibi özellikleri de kıskanılacak türdendir.Ekşi sözlük tadında bir giriş oldu sanki.Merak etmeyin ben birazdan sövmeye başlarım seviye'ye ayar çekeriz.
Aslanım Gıralıçam !
Cansu'ya hep böyle derdi dizide.Benim de dilime fena dolanmıştı bu söz.Gavurun kızına arasıra bende böyle seslenirdim....
Bu yazıyı çok sonraları yazardım diye düşünüyordum da hazır aklımdayken yazayım da aradan çıksın istedim.
Yusuf yukarıda da söylediğim gibi has köy çocuğu.Tahsil yapmamış ama insan olmayı başarmış bi arkadaş.Bir de gıralıçası vardı,Cansu diye.O da İstanbul'da üniversite okuyan,şehir de büyümüş,belli bir mizah anlayışı olan,eğlenceli bir tip idi.Zaten bunların bi karşılaşmaları vardı ki görmeniz lazım.Youtube'da bölümleri var ama hangi bölümdü tam kestiremiyorum.Yoksa burada da paylaşacaktım.
Aslanım Gıralıçam !
Cansu'ya hep böyle derdi dizide.Benim de dilime fena dolanmıştı bu söz.Gavurun kızına arasıra bende böyle seslenirdim....
Bu yazıyı çok sonraları yazardım diye düşünüyordum da hazır aklımdayken yazayım da aradan çıksın istedim.
Yusuf yukarıda da söylediğim gibi has köy çocuğu.Tahsil yapmamış ama insan olmayı başarmış bi arkadaş.Bir de gıralıçası vardı,Cansu diye.O da İstanbul'da üniversite okuyan,şehir de büyümüş,belli bir mizah anlayışı olan,eğlenceli bir tip idi.Zaten bunların bi karşılaşmaları vardı ki görmeniz lazım.Youtube'da bölümleri var ama hangi bölümdü tam kestiremiyorum.Yoksa burada da paylaşacaktım.
Tabi bizim Yusuf Cansu'ya tutulur.Peşinde dolanır,çiçek alır,seranad yapar...Onların köyde bir kıza nasıl kur yapılırsa o da aynısını cansu'ya yapar.Tabi bu değişik yaklaşım cansu'nun inceden inceden hoşuna gider çünkü o da herzaman gülüp eğleneceği bir tip ile yakınlaşmak isterdi hep.Hele ki o seranad sahnesi... Ahanda aşağıdaki videoda var.50 saniyede başlıyo :) Ah le yar yar..
Şimdi geriye dönüp baktığımda,toplasan 1 elin parmaklarını geçmeyecek ilişkilerimde hep Yusuf Güdük olduğumu düşünüyorum.Güldürüen,eğlendiren,seven,değerli hissettiren,seranad yapan :),aslanım gıralıçam diyen...Aşk'ın doğasında var herhalde bu ya da benim seçici bi özelliğim olsa gerek,sevdiğim insanın benden daha akıllı,daha yetenekli,daha komik olmasını istiyorum.Böyle insanlara aşık oluyorum genelde.Tek istisna,en çok ben severim.Tabi bu "en çok ben severim" olayı hep yanlış anlaşıldı.Bu siktiğimin bağlanma korkusu nedir bilmiyorum da pek çok kişide var yani.
"Bağlanmak bana göre değil","ay bu çocuk bana çok fena bağlandı,ne yapıcam ben bununla","sensiz yaşayamam diyip duruyo,ileride daha büyük sıkıntı olucak"....Gibisinden anlayamadığım düşünceleriniz hep beni bunları yazmaya itti gidişine salya sümük baktıklarım.Siz şimdi kıçınızı kaşıya kaşıya uyuyosunuz halbuki.Benim zorum ne bu saatte takır takır yazıyorum dimi..
Beni en çok üzen gavurun kızıyla aramızdaki bağ aynı bu Yusuf-Cansu ilişkisine benziyordu.O benden pek çok alanda daha üstündü.Eğitim,yetenek,insan ilişkileri v.s...
Önce yetenek bazında onu yakalamaya çalıştım.Bir nebze başardım da.Ben de sahneye çıktım...Daha sonra insan ilişkilerimi ona yaklaştırmaya çalıştım.Zaten karakter olarak bende herkesle iyi geçinen bağlarını koparmayan bir insanım o yüzden bunu halletmem uzun sürmedi.Ama eğitim...İşte bu zordu.Eğitim öyle 3 ayda halledilebilecek bir olay değildi.Uzun yılların ardından oluşan bir olaydı ve ben bir hayli gerideydim.Aramızdaki ilişkiye baktığın zaman da herkesin sonunu "evlilik" olarak gördüğü türdendi.O yüzden bu sorunu halletmeliydim.
Bu konuyu ondan önce ben gündeme getirdim ki,kızcağız bu konuyu açıcam diye binbir yol denemesin,"kalbini kırar mıyım acaba" diyerekten soğuk terler dökmesin diye.Böyle de düşünceli bir adamım.
Moruk aşk varsa gerisi yalan diyosun belki ama öyle de olmuyo bazen işler.Sen sorun etmiyosun belki böyle şeyleri ama ben biraz kompleksliyim.Bir de benim o yıllar okuğum bölüm harbiden çok dandik bi bölümdü yani.Kız bi kaç seneye mühendis çıkacak amk...Kompleks yaptım hacı.
Tabi o da bunu dert etmiş ki benim bu konuyu açmamın ardından belli aralıklarla gündeme getirmeye başladı bu mevzuyu.Ailemin de desteği vardı yeni bir üniversite okumam konusunda.Şartlar benim lehime işliyordu fakat tekrardan oturup ders çalışacak göt yoktu açıkçası.Her gündeme getirdiğinde "tamam tamam hallederiz" gevşekliğinde geçiştirdim mevzuyu...Zaman daraldıkça bu konu daha sık gündeme gelmeye başladı.Ben de bu gevşekliği daha sık yapmaya başladığım için gavurun kızı hafiften bozulmaya,üzülmeye başladı.Haklıydı da.
O dönem çok kritik 1 hafta geçirmiştik.Aylardan mart-nisan gibi bişeydi sanırım.Artık onunda canına tak etmiş ki odada arkadaşlarına açmış mevzuyu.Hepsi bir yol haritası çizmiş benim için.Pek çoğuda gelip teke tek açtı bu mevzuyu bana.İlk sınıf arkadaşı geldi.Geçmişinde o da böyle bir durumla karşılaşmış ve mecburen hatta severek ayrılmış diyebiliriz.Severek ayrılmak apayrı bi mevzu ona sonra gireriz bokunu yediklerim.
Sınıf arkadaşını güzelce dinledim.Hak verdim.Onunla 1 saat kadar sohbet ettikten sonra tekrar gavurun kızıyla kaldık.Sohbet ettik filan ama o gerginlik var üstümüzde.Bu konunun artık bi şekilde sonuca bağlanması lazım.kısacası benim artık yapıcı davranmam lazım,adım atmam lazım,bebeler hasta oğul ilaç lazım...
O akşam çok acaip bi akşamdı hacı zübeyir...Bu eğitim konusu gündeme geldiğinde ben yine müthiş bir gevşeklik ve yavşaklık örneği göstererekten gerçeklerden uzamaya çalıştım fakat karşında bir mühendis adayı var aklını siktiğimin bekçisi.Yer mi bu saatten sonra kız bunları...Gavurun kızı karşımda ağlamaya başladı.Bayağı göğsüme kapandı,hüngür hüngür ağladı.Hani fight club'da Jack,Bob'un göğsünde ağlıyor ya aynı öyle.İkimizin geleceğinden bahsetti.Faydalarını sakıncalarını anlattı...Benim karşımda beni düşündüğü için ağlayan birisi olacak,hele ki bu insan benim aslanım gıralıçam olacak...Ben öyle serin kanlı durur muyum amına koyim.Bende başladım ağlamaya.Zor bi geceydi hacı bekir.Çok etkilenmiştim onun bu hareketinden.Zaten manyakça seviyordum,iyice sapkınlık derecesine bir geçiş yaptım o gece.
Ertesi gün bir diğer arkadaşı geldi benimle konuşmak için.O akşam biz ayrıldıktan sonra gavurun kızının nasıl bir gece geçirdiğinden bahsetti.Yorgan altında ağlamalar,çare düşünmeler filan...Oğlum ben duygusal adamım yapmayın lan böyle :(. Bu konuşmadan sonra kimseye çaktırmadan ben de gittim bi yerlerde ağladım yine.Yusuf güdük kadar geç kalmamıştım şartları dengelemek konusunda ve öküzlük edip bu fırsatı kaçırmaya niyetim kalmamıştı artık.O gece değişti düşüncelerim moruk.Belki kimse bilmez ama ben harbi harbi o zor gördüğüm dersleri çalışmaya başladım aslanım gıralıçamla kuracağımız gelecek için.
Gel zaman git zaman,girdiğim öğrenci seçme sınavında aldığım puanlar sonucu ösym benim iyi bir ekonomist olacağıma kanaat getirmiş ve "sen git kütahya'da eğitime başla panpa" demişti...
Nasıl bir cesaret örneğiyse bir an bile düşünmeden aklıma gitmeyi yerleştirdim.Bugünkü aklım olsa o kadar cesaretli olamazdım kanımca.E büyüdük artık ondandır belkide.
15 gün içinde bütün hayatım değişti.Hayatımın en güzel yıllarını paylaştığım arkadaşlarımla helalleştim.İşimden istifa ettim.Pılımı pırtımı toplayıp kütahya'ya göçtüm...
Kütahya'ya gidince işler biraz değişti tabi.2 yıla yakın bir süredir sadece uyurken yanından ayrıldığın yar'in çok uzaktaydı artık.Ne telefon ne internet kesmiyordu hasreti gidermeye...İstanbul'da olsaydım işler daha farklı olurdu ama ben kütahya'ya yerleştiğimin 6. ayında filan terkedildim üstad.Bu terkedilme olayını çok anlattım daha da anlatacağım ama bu yazıda değil.Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunun bir önemi yok bu saatten sonra.Sonuç olarak bu oldu ve ben üzerime benzin döküp kendimi yaksam da bu gerçek değişmeyecek.Sözler söylendi,kararlar alındı...Bu köprünün altından çok sular geçti...Gavurun kızı bu süreçte beni yaralayan çok sözler söyledi aslına bakarsanız ama en çok yaralayanı da "ben üniversite okumanı senin iyiliğin için istemiştim" demesi oldu.O yıllar da zaten benim iyiliğim senin iyiliğin,senin iyiliğin benim iyiliğim di be gavurun kızı...Niye şimdi yan çiziyosun.Ağladığın o geceyi,arkadaşlarının gelip bana dil döktüğü günleri neden aklından çıkarıp atmak istiyosun.Neden vicdanını rahat tutmak adına beni yalancı çıkarıyosun be gözyaşına yandığım...
Neyse moruk.Biz de yusuf güdük hesabı,köylü,saf,tahsilsiz üzüntümüzü yaşamaya başladık.Bazen "yapma ama bu kadar" dediler.Bazen "çok abartıyosun amına koyim sana kız mı yok" dediler...Herkes bişeyler söyledi.Bende herkese bazı cevaplar verdim.Kimsenin beni anlamasını beklemiyorum.Yazdıklarımı da çok insan okumuyor zaten.İnsanların hayatlarında bazı dönemeçler vardır.İşte o dönemeçlerin en önemlilerinden birisiydi bu anlattığım mevzu....Ölümüne güvendiğiniz,bağlandığınız bir gerçek,aslında sizin sandığınız kadar güvenilir ve bağlanılacak bir gerçek değilmiş...Bu kısmen sizin suçunuz.Saflığınızın,toyluğunuzun bir sonucu.Biz terkedilenler terkedenlerin arkasından atıp tutmayı çok severiz.Fakat benim amacım o değil.Beni terkettiği için herhangi eski bir kız arkadaşıma "orospu" diyecek değilim..Sırf artık beni sevmiyor diye onun adı anıldığında "bırak şu gahpeyi amuğaagoyum" da diyemem...Hepsinin yeri çok ayrıdır.Keşke beni sevmeye devam etselerdi bende Yusuf güdüğün dediği gibi onları gıralıçalar gibi yaşatırdım da herşeyde bi hayır vardır kankamil.İsyan etmeyin,şükredin.Evlendikten sonra boşanmak daha çok koyar insana.Daha genciz,çok şükür sağlıklıyız.Kötü şeyler hepimizin başına geliyor.Bir önceki yazımda dediğim gibi "En Büyük Derdim Bunlar Olsun"...Yusuf güdüğe selam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder