7 Mart 2012 Çarşamba

Şinitzel



Geçen hafta kısa bi iç anadolu gezisindeydim.Ankara ve Niğde'ye gittim dost ziyaretine..
Şimdi ziyaretten ziyarete fark var.Çok samimi olduğun ama uzunca bir süre görüşemediğin bir dostun vardır.Onun yanına gidersin ve hasret giderirsin.Niğde'ye bu amaç ile gitmiştim.Yani öyle çok anlatılacak bi bok değil :)
Gelgelelim Ankara ziyaretim biraz enteresan idi...Şimdi bazı arkadaşlarınız vardır,uzun bir süredir hayatınızdadır ama ne adam akıllı görüşmüşsünüzdür ne de konuşmuşsunuzdur.Yıllar önce ortak bir mekanda,platformda bulunmuşsunuzdur o kadar.Sonra aradan yıllar geçer ve siz o insanlarla şans eseri sohbet etme fırsatı bulursunuz.Aslında şans eseri değil her zaman o imkanınız var ama bi akşam denk gelmiştir öyle.
Önceki yazılarımda size birisinden bahsetmiştim...En Sevdiği Renk Mor Olan Kadın....Hah işte Ankara'da onunla buluştum ben.O kadar gittim oraya görüşmemek olmazdı.Şimdi bu ziyaretin detaylarına geçicem.

Ankara'ya sabaha karşı varmıştım.Teyzemin kızı ile buluştum ve onun evine gittik.O sırada ben En Sevdiği Renk Mor Olan Kadın ile sürekli irtibat halindeyim.Nasıl yapıcaz nerede buluşucaz v.s...Ben ankaraya indiğimi haber eden mesajı ona yolladım."Ne zaman buluşalım" dedim.Tabi bunu dedikten sonra inşallah akşam buluşuruz diye dua da ediyorum içimden.Yol yorgunuyum ulan...Akşam buluşalım dedi...Akşam biraz gecikmeli olarak sanırım saat 7 gibi beni o kızılayın orada bi park var,Güvenpark sanırım,oradan aldı beni.Tabi ben bununla teke tek görüşücem sanıyodum da arkadaşı ile gelmiş.İkiye tek kaldım dayı...
İlk kontakt anında En Sevdiği Renk Mor Olan Kadın'a sarıldım samimi bir şekilde.Arkadaşının ise sadece elini sıktım ki bunu genelde yaparım.Samimiyete göre temas hacı mücahit.
Karnım aç olduğu için beni kendilerinin sürekli gittikleri bir mekana götürdüler.İsmi de çok manidar;"Beyoğlu"...
Açık konuşayım mekana ilk girdiğimde Kızılay'ın ahırı bura herhalde dedim.Duman altı bir mekan.Zaten bayağı da bi arkalardaydı,ara sokaklardaydı...Yemeğe buraya geliyolarsa içmeye nereye gidiyor acaba bunlar diye de içimden geçirdim :)...
Şimdi gençler,sonradan samimi olduğun ama yeni görüşme imkanı bulabildiğin...Bu samimiyet sürecinde de bazı fırtınalı duygulara kapıldığın insanla ilk görüşmende yemek yiyeceksen biraz kendine çeki düzen vermen lazım.Evde çubuk makarnaya kepçe kepçe abanmaya benzemez bu işler.Ağzın burnun ketçap mayonez...Üstelik sadece ben yemek yiyecektim.Hanımlar tokmuş...Menü'ye baktım öyle cins cins ismi olan yemeklerin bulunduğu bir menü değildi.Bir nebze rahatladım.Bi 5 dk kadar düşündükten sonra Şinitzel istedim...Siparişler gelene kadar da sinemadır,müziktir,mazidir yardırdık sohbet ediyoruz.Tabi onlar yakın arkadaş olduğu için bazen kendi aralarında sohbete dalıyolar ben sığır gibi kalıyorum...Neyse yemek geldi,hanımların da içecekleri geldi...
Sağ elime bıçağı,sol elime çatalı aldım.Şinitzeli çatalımla sabitleyip,bıçak yardımıyla kesmeye başladım.Ne çok küçük,ne çok büyük bir parça kestim ve çatalımı batırdım...İşte o an son zamanlarda çektiğim en sikik acıyı çektim.Ulan aklını beynini siktiğimin sığırı,önce bi kontrol et dimi sıcak mı soğuk mu,sıcaksa çok mu sıcak orta derecede mi....Mübarek aşçıda ne biçim pişirmişse şinitzel alev alev yanıyor arkadaş....Karşımda birbirinden güzel 2 hoş bayan var.Üstelik birisiyle çok daha yakınız.Öyle ağzımdaki alev topunu tabağa çıkarıp,ağzımı da ayırıp "haaaaaaaaaaaaaaaa yandım hamua goyüm" diye bağırmak olmaz...Yemin ediyorum şinitzeli çiğnerken gözlerimden yaş geldi kankakaleyte.Bi hayal et o sahneyi :(
Amk kola istemiştim getirmeyi unuttu sığırlar.Soğuk bişey de yok abanayım.Bi tabakta bi kaç parça salata mı turşu mu ne vardı.Onlara abandım ama ne çare.Ölüyorum amk....
Neyse panpa bu ilk şok'u çok sıkıntılı bir şekilde atlattım.Tabi o şinitzel benim ağzımın her yerini yaktı,yaktığı yerler kabardı...Ben yavaş yavaş yemeğimi yemeğe hiç birşey belli etmemeye gayret ederek sessizce devam ettim.Şinitzel'de mübarek alev topu hiç soğumuyor.Hafiften üflüyorum filan ama yine de sıcak geliyor ağzıma...E karnım da aç.Yemiycem diyemiyorum....Böyle ikilemler içinde ben yuttum o 2 baba parça şinitzeli.Fakat azı dişlerimin eti kabardı hep...O hissi biliyo musunuz bilmiyorum da,çok fena bi his o hacı bakkal.Böyle dilini orada gezdirirsin de yarayı farkedersin ya...Yaktın beni şinitzel.Bir de oturduğum masa dar,hemen sol yanım duvar.Ben böyle çatalı bıçağı elime alınca tam sığamıyorum masaya o yüzden çatalı bıçağı biraz biçimsiz tutuyordum.Allah bilir içlerinden "Iyyyy öküz bıçağı ilk burada gördü herhalde" filan da demişlerdir :) Şaka şaka dememişlerdir demişlerse de aşk olsun.2 Üniversite bitirdim ben.Saksı değilim...

Yemekten sonra çay çorba bişeyler içtim işte can havliyle.Ağzım o kadar acıyor ki neden bu kadar aç bi insan olduğum için kendime lanet ediyorum içten içe.Tabi bunları yaparken de uzaklara dalmışım havasında takılıyorum.Hanımlar da bu normalde pek bi konuşkandı buraya gelince sustu diye geçirmişlerdir içinden...Daha bu ziyaretin kritiğini yapamadığımız için onlar böyle birşeyi farkettiler mi farketmediler mi bilmiyorum.Halbuki konuşacağım ve anlatacağım çok şey vardı.Bana kalırsa biraz havada kaldı sohbet.Havadan sudan ilerledi hep.
Biz orada sanırım 2-3 saati devirdik.En Sevdiği Renk Mor Olan Kadın'ın arkadaşıyla da iyi anlaştık gibime geliyor.Bayağı sohbet ettik ben ağzımın acısını çekmek için sustuğum anların dışında...Vakit tamam artık.Kalkma vakti.Eşyalarımızı topladık,beni aldıkları güvenpark'ın oraya geri yola koyulduk.Vedalaşırken En Sevdiği Renk Mor Olan Kadın'a tekrar sarıldım.Daha sorna arkadaşına da sarıldım.Zira o da samimi bi arkadaşım gibiydi artık.Çok zor anlarımı paylaştım onlarla...Ben minibüse onlar metro'ya doğru yola koyuldular.Bu ziyarette şinitzel kadar pişman olduğum bir diğer konu ise fotoğraf makinemimizin olmayışıydı.Bu gecenin bi fotoğrafı olaydı elimizde iyiydi.Artık sonraki buluşmalara kısmetse...

Siz siz olun şinitzel yerken sıcaklığına dikkat edin.Aslında siz dikkat ediyosunuzdur biliyorum ama ben böyle bi bok yaşadığım için insanları uyarma derdindeyim.Abooo Saat 02:00 olmuş.Hadi iyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bazı Rüyalar 3

Önceki 2 "Bazı Rüyalar" yazılarımı okudum az önce. Ne acaip rüyalar imiş onlar da.... Aslında insanın bir rüya günlüğü de olmalı b...