Zoruma giden; yerinin dolmayacak olması değil, yerini doldurmak zorunda olmam. Yani bu zorunluluk da değil. Yerin maalesef dolacak Mona. Kimse senin birebir kopyan olmayacak elbette, bazı anlar sadece sana özel kalacak belki de... Ancak yerin dolacak Mona. Benim istemediğim buydu. Neden yerin dolsun ki ? İyiydin sen yerinde. Çok güzeldin orada. Ben yakıştıramadım başkalarını oraya. Ancak kaçınılmaz son. Hep böyle oldu Mona. Sen de doldurdun birilerinin yerini. Hatta en iyi sen doldurmuştun. Daha iyi dolamazdı. Ve senin gibi başkaları da başaracak bunu. Benim sizdeki yerim zerre sikimde değil çünkü adım gibi eminim ki, hayatınızın çok kısa da olsa bir noktasında inanılmaz bir soru işareti olacağım sizin için... Acaba doğru mu yaptınız ? Bir anlığına bile olsa bunu sorgulayacaksınız. Benim sorguladığım gibi... Etrafınızdaki insanlar da inceden bunu sorguladığında öfke nöbetleri geçireceksiniz. İnsanlar bu kararınıza bir süreliğine de olsa saygı duyamayacak ve siz delireceksiniz.
Benim pişmanlığım yok Mona. Olması gerekenler oldu ve bu bir savaş değil. Olmadığım birisi gibi davranarak seni kaybetmemektense olduğum gibi benden vazgeçmeni yeğledim. Yalnız hayal kırıklığım şu oldu; tüm bu süreçleri sen önceki yazılarımdan biliyor ve hayranlık duyuyordun... İçi beni, dışı seni yaktı hep.
E herhalde yerimiz dolacak. Başkalarıyla sevişecek, birbirimizi hiç sevmeyeceğiz bundan sonra. Hiç sevmemişiz gibi...