22 Temmuz 2012 Pazar

Liselim ve Mübarek Ramazan




Hacı malum ramazan ayındayız ben de son 2 yazıda hep lisedeki platonik sevdiceğime yoğunlaşmıştım az önce aklıma bazı eski anılar daha geldi.Yazayım onları da.

Bu arada önceki yazımın sonunda "aslında arayıp bi sesini duysam fena olmaz" diye bir şeyler yazmıştım.Geçen hafta aradım bir kaç gün bayağı konuştuk.Telefonda ona bu yazıları anlatıp okumasını isteyecektim ama nedense vazgeçtim.Belki onun da hoşuna giderdi ama daha sonra herhalde.

Diyordum ya ben okul çıkışlarına onu görmeye belki bi cesaret tekrar konuşmaya görüşmeye gidiyordum diye.O yıllar öss sebebiyle ailemden müthiş baskılar,tepkiler aldığım zamanlardı.Ailem yok canından beni dershaneye yazdırmışlar filan.Bunun sonucunda bir şeyler olsun istiyorlardı.Ben de her akşam bi bahane uydurup evden çıkmaya çalışıyordum.Yok Etüd'e gidicem,yok arkadaşlarla ders çalışıcaz filan.Maksat Liselim'i görmek...

Yine bir gece tüm bu olaylardan haberdar arkadaşım bana yeni alınan cep telefonu vasıtasıyla mesaj çekti, "Gidelim bu akşam" dedi...Ya hacı ne bahane bulucam.Evdekiler tepemde.Bir de evin ilk çocuğu ben olduğum için ailemin de genç ve hırslı olduğu zamanlardı...Yoksa şu an erkek kardeşim istediği gibi evden çıkıp istediği saatte eve geliyor...Tabi benm gençliğim hiç böyle değildi işte..Neyse ben arkadaşlarla iftar yapıcaz diye bir bahane söyledim anneme..İnanmadı "kim o arkadaşların annelerini arayacağım" dedi...Hadi bakalıııım....

Hacı beni çağıran aynı zamanda aynı mahallede oturduğumuz arkadaşı söyledim.Tanıdığı bildiği birini söylersem belki şimdi hemen arayıp sormazda sonraya erteler diye.Kaldırdı telefonu annesini aradı çocuğun.Sordu durumu...Neyse ki bizim diğer arkadaş da aynı bahaneyi söylemiş ve annesini ikna etmiş ki annesi de bu durumu onayladı ama annemin içi hiç rahat değil.Bir dünya laf söyleyerek gitmeme izin verdi.Öss sebebiyle çalışmadığım için bana vicdan yaptı. E tabi iftara gidiyoruz deyince mecbur para da vermek zorunda kaldı.Halbuki istediğim para değildi ama bu teklifi kabul etmek zorunda kaldım....

Biz çıktık evden, 15 dakika yürüdükten sonra okulun önüne varmıştık zaten.Gördüm Liselim'i...Yanında sınıftan arkadaşlarıyla kızlı erkekli geliyordu.Madem oraya kadar geldim kendimi göstermekten de çekinmemiştim.Gözünün içine baka baka gelişini seyrettim.Beni görmesini sağladıktan sonra sanki onun için gelmemişim gibi diğer tanıdığım çocuklara selam veriyordum.Bunu hep yapıyordum :)) Ergenlik işte...

Kızcağız ters ve pis bi bakış attıktan sonra hızlı hızlı eve doğru yürümeye başladı.Sözde biz de gidecektik ama öyle iftar yemeği 10 dakikada bitmez değil mi ? kaldı ki ezan da yeni okunuyordu...Arkasından gidişini seyrettim..Hiç pas vermemişti bana.Biz de gittik cebimdeki para ile tavuk döner yedik o akşam...Zaten bu 5 dakikalık olay için her akşam bir aksiyon yaratarak okulun önüne geliyor ardından da ya kızı eve kadar takip ediyorduk ya da kahveye playstation'a falan gidiyorduk.Çekilecek çile değildi bizimkisi.Olacak bi tarafıda yoktu bu çaresiz aşkın...

Bu arada Liselim'in lise kıyafetleri ile kendi sınıfında çekilmiş bir kaç fotoğrafını buldum geçen akşam.Çok pis canlandı anılar gözümde yerimde duramıyorum.Hani diyorum ne olurdu sanki tekrar o yıllara geri dönebilseydik.Beni sevmesi gerekmezdi,yine bunları yaşasak yeterdi hacı...Sonra düşündüm o yıllara dönebilmek için nelerden vazgeçebilirim diye...Vazgeçebileceğim şey çok nadir ve çok değerli  bir şey olmalıydı.Zaten İktisatta "Kıt(nadir) olan değerlidir".Benim de aklıma Mikro İktisat dersinden aldığım AA geldi...Bu AA sayesinde sınıfı geçtim Liselim.Üstelik iktisat bölümünde mikro iktisattan AA düşürmek her babayiğidin harcı değildir.Yani çok acaip bir şeyden vazgeçmeyi göze aldım ama biliyoruz ki sadece anılarımızda kaldı o zamanlar.Her telefonda görüştüğümüzde az çok yad ediyoruz o zamanları ama yerini tutmuyor o heyecanların.

Neyse hacılar,evimiz bahçeli diye 5 tane civciv almıştık 1 ay önce...Bu akşam bilmediğimiz bir sebepten ötürü 2 tanesi 2 saat arayla can verdi :( biz de soğuktan oluyor diye civcivleri içeri aldık yine kutuya.1 tanesi yine ölücek gibi bakıyordu bana ama sabah bakıcam artık.Bir de onları ölürken gördüğüm için şimdi gidip kontrol edemiyorum korkudan.Bildiğin,son nefeslerinde yetiştim hayvanlara,depişe depişe,acı acı can verdiler gözümün önünde.İnşallah bundan sonra böyle bir şey olmaz vallahi içim acıdı,korktum.

Mikro iktisattan aldığım AA'yı verme karşılığında bir kaç saniyelik soğuk bir bakış ve devamında tavuk döner ile gelen teselliye hala razıyım...



İyi geceler.

Bazı Rüyalar 3

Önceki 2 "Bazı Rüyalar" yazılarımı okudum az önce. Ne acaip rüyalar imiş onlar da.... Aslında insanın bir rüya günlüğü de olmalı b...